Bilim etiği ve araştırmada dürüstlük ilkeleri

Etik kelimesi aslında çok kapsamlı bir sahaya işaret eder. Toplum içerisindeki davranışlarımızı olduğu kadar düşüncelerimizi ve etkinliklerimizi sorgulayan bir dizi kural vardır. Bu kuralların bir kısmı yasalar tarafından belirlenir.  Oldukça büyük bir kısım ise yasalar tarafından suç sayılmamakla beraber toplum tarafından hoş görülmeyen davranışlar, düşünceler ve etkinlikleri ilgilendirir.

Bu ikinci kısım prensipleri inceleyen bilim dalına etik denir.

Etik kuralları sahadan sahaya farklı noktalarda yoğunlaşırlar. Bilim dünyasındaki etik kavramı ve sorunları “Bilim Etiği” bağlamında toplanabilir. Bilim Akademisinin üç ilkesi olan liyakat, özgürlük ve dürüstlük bilim etiğinin temellerini oluşturur. Biz bilimin bu üç ilke çerçevesinde yürütülmesine inanıyoruz ve bu konuda gerek öğrencileri gerekse de araştırmacıları bilgilendirmek ve yönlendirmek istiyoruz. Bilim Akademisi’nin web sitesinde ve sarkac.org  platformunda Bilim Etiği sekmeleri altında hem ulusal ve uluslararası kaynakları topluyoruz hem de değişik bilim etiği sorunları üzerinde düşüncelerimizi paylaşıyoruz.

Sunduğumuz kaynaklardan biri bizim de üyesi olduğumuz ve kısa adı ALLEA olan “All European Academies” tarafından hazırlanan “The European code of conduct for research integrity” isimli doküman. Türkçeye “Araştırmalarda dürüstlük konusunda Avrupa davranış kodu” ismiyle çevrildi . Bu belgede de görülebileceği gibi bilim etiği kavramının önemli bir kısmını araştırmalarda dürüstlük ilkeleri oluşturuyor.

Güvenilirlik

Bu ilkelerin ilki güvenilirlik. Araştırmalarda kullanılan tasarımların, tekniklerin ve analizlerin değişik yöntemlerle doğruluklarının sınanması gerekir. Topluma veya bilim dünyasına açıklanacak bilgilerin güvenilir olması çok önemlidir çünkü bunların üzerine başka araştırmalar yapılacaktır. FAIR girişiminin IR kısmı “Interoperable, reusable” araştırma sonuçlarının her yerde çalışılabilir ve tekrar kullanılabilir olması gerektiğini vurguluyor. Güvenilir olmayan bilginin çok zararları olabilir ve araştırmacılar kendilerini sorumlu hissetmeliler. Güvenilirlik konusunda karşımıza son yıllarda çok çıkan bir kavram ise özensiz araştırma yani “sloppy research”. Bu konuyu başka bir bir yazıda ayrıca tartışacağız.

Dürüstlük

İkinci ilke dürüstlük. Araştırmanın gelişiminde ve iletişiminde dürüstlük en başta olması gereken prensip olmakla beraber en fazla ihlalini gördüğümüz nokta diyebiliriz. Bu ihlallerin çok çeşitli sınıfları var, Bilim Etiği sekmesinde bir kısmı üzerine görüşler yazıldı ve diğerlerini de yazı dizimizde detaylı tartışmak istiyoruz. Genellikle basında da en fazla ilgi gören bilim etiği konuları bu ihlaller üzerine, özellikle   bilinen bir isim işin içerisindeyse. Maalesef dürüst olmayan davranışlara gittikçe daha çok rastlanıyor ama bunları yakalama ve ifşa etme çabaları da benzer bir şekilde artıyor.

Pek çok ahlaki kavram gibi bilimde dürüstlükten sapma bazen bilgisizlik nedeniyle olabilir. Bu konuda toplumun bilinçlendirilmesi konusu Bilim Akademisi’nin görevlerinden birisidir.

Saygı

Bir diğer ilke ise çalışanlar, toplum, kültürel miras ve çevre arasındaki saygıyı korumak.  Bu konuda pek çok değişik sorun ortaya çıkabilir.

Günümüzde en çok rastlanan ve haberi en çok yapılan sorunlardan birisi akademik yöneticilerin astlarına karşı tutumları. “Akademik zorbalık önlenebilir mi?” başlıklı yazımızda anlatıldığı gibi akademik zorbalık olarak tanımlanan bu davranışlar artık ciddi bir bilim etiği sorunu olarak görülüyor. Dünyada çok sayıda akademisyenin bu nedenle yöneticilik görevlerine son verildiği, proje desteklerinin iptal edildiği ve hatta işten el çektirildiğini duyuyoruz. Umarım ülkemizde de bu soruna el atılacağı günler gelecek. Bunlara ek olarak karşı cinsten olan astlara karşı hoş olmayan yaklaşımlar nedeniyle özellikle ABD’de pek çok akademisyen işten uzaklaştırılıyor.

Başkasının fikrini veya işini kullanırken doğru şekilde belirtmek/izin almak, yaptığımız araştırmanın çevreye/insanlığa/canlılar dünyasına/kültürel mirasa  etkisi üzerine kafa yormak gibi konular da bu başlık altında yer alır.

Hesap verebilirlik

ALLEA’nın son ilkesi hesap verebilirlik olarak tanımlanmış. Bu kavramın ülkemize son yıllarda girmiş olduğunu düşünüyorum ve henüz yeterince de üzerinde durulmuyor.

Basit birkaç örnek vermek gerekirse, üniversitelerimizin çoğunda araştırma nedeniyle çok pahalı cihazların alındığını ama bunların büyük bir kısmının değişik nedenlerle kullanılmadığı bilinir. Bu alımları yapan araştırmacıların sorgulanması ve ödeneklerin şeffaf olarak harcanması son derece önemli ve gerek

Başka bir grup örneğe bilimsel makalelerdeki etik ihlallerinin soruşturmalarında rastlanıyor.  Araştırmanın yöneticisi olan kişi, kabahati çalışmayı yapan öğrencilerine ve astlarına yıkabiliyor. Hesap verebilme ilkesi araştırmada ismi bulunan herkesin sorumluluğudur, sadece deneyi yapan kişi ile sınırlanamaz.

Bu ilkelerden sapmaların en çok görüldüğü ve duyulduğu olaylar bilimsel makalelerde beliriyor. Bilhassa dürüstlüğe aykırı durumlar makale yazımlarında oluyor. Bilim akademisi olarak bu ve benzeri ihlalleri “Bilim Etiği” kategorisi altında daha detaylı anlatmaya çalışacağız.

Bilim Akademisi Etik Kurulu Üyeleri:

Yeşim M. Atamer , Canan Atılgan, Baha Balantekin, Bertil Emrah OderHakan Sedat Orer, Tuğrul SengerTarık Tihan, Erinç Yeldan