Türkiye’de tarihin, beşeri bilimler arasında en sorunlu dallardan biri olduğunu söylemek mümkündür. Özellikle Cumhuriyet’in kuruluşundan bugüne kadar uzanan yaklaşık bir asırlık süre boyunca bu disiplin bir taraftan yöntem ve kuram açısından Batının açılım ve normlarını uyarlayıp gelişmeye çalışırken, diğer taraftan giderek artan ölçüde ulus devletin ideolojik öncelikleri ve milliyetçi kültürün dayatmalarına maruz kalarak en temel bilimsellik ölçütlerinden uzaklaşmaya başlamıştır. Bu kapsamda, “Türk” tarihinin geniş yelpazesinde Osmanlı tarihi özellikle hedef alınmış, başlıkta provokatif bir şekilde önerildiği gibi Türklerden kurtarılmayı bekleyen bir alan halini almaya başlamıştır.
Yapı Kredi Kültür Sanat’ın evsahipliğinde düzenlenen Bilim Akademisi Konferansları’nın bu ayki konuğu Prof Dr. Edhem Eldem, Osmanlı tarihinin “Türk” tarihinin bir parçası olarak ele alınması ve bu iki alanın birbirinden farkı üzerine konuşuyor.