Osmanlı Tarihini Türklerden Kurtarmak – Prof. Dr. EdhemEldem
Prof Dr. Edhem Eldem, Osmanlı tarihinin “Türk” tarihinin bir parçası olarak ele alınması ve bu iki alanın birbirinden farkı üzerine konuşuyor.
Prof Dr. Edhem Eldem, Osmanlı tarihinin “Türk” tarihinin bir parçası olarak ele alınması ve bu iki alanın birbirinden farkı üzerine konuşuyor.
Can Kozçaz, sicim teorisinin antik zamanlardan beri insanlığın peşinde olduğu, “her şeyi açıklama”yı açıklamayı başaracak bir teorinin anahtarı olup olmadığını tartışmaya açıyor.
Etik/ahlak değerlerinin ele alındığı konferansta Kuçuradi, sık sık “ahlak”, “etik”, “değerler” gibi sözcükleri kullanarak yaptığımız değerlendirmelerin sorunlarına ışık tutuyor
Kalınlıkları yalnızca bir atom boyutunda olduğu için “iki boyutlu (2D)” olarak adlandırılan bu malzemelerden bilinen en ince ve en güçlüsü olan grafen, nanoteknoloji sayesinde günlük hayattaki yerini almaya başladı. Dayanıklılık, elektrik ve ısı iletkenliği özellikleriyle bilim dünyasında çığır açan grafen, 2010’da kâşiflerine Nobel Ödülü kazandırdı. Farklı elektriksel özellikler gösteren bu malzemeler, günümüzde elektronik cihazların yanı sıra, daha kısa sürede yüksek enerji depolayabilen süper kapasitörler ve piller üretilmesinde önemli bir atılım olarak görülüyor. Prof. Dr. Oğuz Gülseren, atom boyutundaki bu malzemeler hakkında bilgiler vererek, “Kuantum mekaniğine dayalı analizler sonucunda 2D malzemeler hakkında ne öğreniyoruz? Bu malzemeleri nasıl ve nerede kullanabiliriz?”
Alt etik; herkesin doğrusunu bildiği ve yapmaktan kaçındığı, önemli bir bölümünün de yasal suç oluşturduğu davranışların yanlışlığını vurgular. Çocuk istismarı veya onay alınmadan yapılan ilaç deneyleri böyle davranışlar arasında sayılmaktadır. Üst etik ise neyin doğru, neyin yanlış olduğu konusunda toplumsal düzlemde görüş birliğine varılamamış durumları ifade etmektedir. Örneğin gereksiz tıp hizmetleri veya yerel etik normlarını evrensel etik normlarının üzerinde tutmayı üst etik sorunları kapsamına alabiliriz. Bir etik karmaşası içinde olan toplumlarda etik/ahlak tartışmalarının odağında, büyük bir kolaycılıkla, alt etik sorunları yer alır. Bilim Akademisi Konferansları’nın bu toplantısında Prof. Dr. Hasan Yazıcı, toplumda göz ardı edilen üst etik sorunlarına gereken önem verildiğinde alt etik sorunlarının nasıl daha kolay çözümlenebildiği üzerinde duruyor.
Her gün internet üzerinden onlarca gereksiz sipariş veren, kredi kartı borcunu vaktinde ödeyemeyeceğini bilmesine rağmen gecikme faiz oranlarını incelemeyen, iki ay sonra gitmeyecek olmasına rağmen spor kulübüne yıllık abonelik yaptıran bireyleri hukuk korumalı mıdır? Özellikle 2008 dünya ekonomik krizinin temelinde, tüketicilerin düşüncesizce almış olduğu konut kredilerinin yattığı gerçeği karşısında bu soruların cevabı büyük önem kazanmaktadır. Prof. Dr. Yeşim M. Atamer, yasa koyucuların son yirmi yılda gelişen davranışsal iktisadın verilerinden neler öğrenebileceğini ele alıyor.
“Küçük kabarcıklar”, boyu 1 milimetreden küçük olan, içi gaz dolu kabarcıklardır. Onlara vücudumuzun içinden bilgisayar çiplerine kadar yaşamımızın neredeyse her alanında rastlarız. Yararlı oldukları kadar zararlı etkilere de sahiptirler. Prof. Dr. Ali Koşar bu seminerde önce “Küçük kabarcıklar nedir? Nasıl ve nerede oluşur? Nasıl büyürler ve patlarlar?” sorularına cevap veriyor. Kabarcıkların zararlı etkilerine değinerek, biyolojik sistemlerde ve mühendislik uygulamalarında neden oldukları hasarlardan örnekler sunuyor. Daha sonra kabarcıkların enerji, endüstri ve tıp alanlarındaki yararlı rolünü anlatıyor. Nanoteknolojideki gelişmelerin bu konuda getirdiği yeni perspektifleri tartışıp, son olarak, kabarcıkların doğada ve bilgisayar oyunlarındaki eğlenceli örneklerine değiniyor.
Kameranın ışığı elektriğe çeviren parçası bozulduğu zaman görüntü elde edemeyiz; Benzer şekilde gözün ışığı algılayan sinir hücrelerinin bozulmasından dolayı körlük meydana gelmektedir ve bu sebeple dünyada 30 milyondan fazla hasta bulunmaktadır. Bu hastalığı gidermek için nanoboyutta malzemeler çok yüksek potansiyele sahiptir. Konuşmada, bu sorunu çözmek için sinir hücreleri ile nasıl iletişim kurulabileceği, bu hastalar için günümüzde kullanılan tıbbi teknolojiler ve yeni geliştirilmekte olan nanoteknolojik aygıtlar tartışılıyor.
Fraktalların, yani kesirli boyutlara sahip, kendine benzer (self similar) nesneler ve olayların Orhan Pamuk’un romanlarıyla ne tür bir ilgisi olabilir? Prof. Dr. Önder Pekcan bu konferansta fraktalların ne olduğu anlatıp şu sorulara yanıt veriyor: Kıyı uzunluğu çelişkisi ile başlayıp, istatiksel fraktallarda, kutu sayma yöntemi ile boyut ölçme tekniği nedir? Polimer yapılar ve bunların jel oluşum sürecindeki fraktal boyut ölçümleri nasıl yapılır? Tıpta fraktal analiz yöntemlerinden biri olan Elektro Kardiyogram’ın (EKG) incelenmesi ve kutu sayma yönteminin bir uygulaması olarak EKG’nin fraktal boyut hesabı nasıl yapılır? Hasta kalp ile sağlıklı kalbin faz uzayındaki şekillerindeki farklar nelerdir? Sunumun sonunda fraktal hesaplamaların edebiyat alanındaki uygulamaları Orhan Pamuk örneğiyle anlatılıp, Orhan Pamuk romanlarının farklı Zip sayıları üzerinde duruluyor.