Bilim Akademisi üyesi Yücel Kanpolat’ın aramızdan ayrılışının ardından Orhan Bursalı’nın 25 Eylül 2016 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan yazısı:
Prof. Kanpolat, bilim konularında epey sık görüş alışverişinde bulunduğum, tartıştığım değerli insanlardan biriydi. Uluslararası adı olan bu beyin cerrahımızı kaybettik. Hayatı mesleğini evrensel düzeyde ve çok iyi yapmaya çalışmak, ülkemizde bilimin gelişmesine katkıda bulunmak, genç ve nitelikli bilimcilerin yetişmesi için çaba sarfetmekle geçti.
Hem beyin cerrahı olarak mesleğine, hem de ülkemizde bilimin gelişmesine önemli katkılarda bulunan seçkin bir bilim insanımızdı.
Bilime önemli katkıları
Yücel Kanpolat, beyin ve sinir cerrahisinde yeni yöntemler geliştirdi. Özellikle ağrı cerrahisi konusundaki özgün çalışmaları ile tanınıyor.
“Kanpolat Kiti” olarak dünyaca tanınan tasarımları bulunuyor. Kanpolat’ın ana uğraş alanları, “trigeminal nevralji (yüz bölgesinde şimşek çakar tarzda ağrı atakları), glossofarinjial nevralji (şimşek çakar tarzda boğazda ağrı atakları), genikulat nevralji (şimşek çakar tarzda kulak içinde ağrı atakları), atipik yüz ağrıları ve dayanılmaz kanser ağrıları,” olarak biliniyor.
Kendisinin geliştirdiği yöntemle ameliyat için İsviçre’ye davet edilmişti. Haberi “ilk cerrah ihracımız” başlığıyla duyurmuştuk ve kronik “atipik yüz ağrısı” olarak bilinen ve beyne müdahale ile giderilebilen ameliyatı, İsviçre’de Swiss Paraplegic Center Nottwil (Luzern)’de başarıyla gerçekleştirmişti.
“Bilgisayarlı tomografi eşliğinde ağrı cerrahisi yöntemini geliştirdim, bu amaçla geliştirdiğim özel elektrod sistemini ABD’de ürettirdim. Şimdi beyindeki merkeze iğne elektodlarla ulaşıp aşırı aktivitenin olduğu yeri harap ediyoruz ve ağrı ortadan kalkıyor..”
3 Önemli makalesi
Şöyle demişti: “Türkiye’de geliştirilmiş bir cerrahi uygulamanın yurt dışında kabul görmesinden öte, hayata geçirilmesi için bir Türk cerrahının davet edilmesi önemlidir… Şimdiye kadar keşiflerimizi dışarıya satamamıştık, böylece bunu şimdi başarıyoruz.”
30 kadar Nobelli bilimcinin de üye olduğuAvrupa Bilimler ve Sanatlar Akademisi (European Academy of Sciences and Arts) üyeliğine seçilmişti.
Kanpolat’ın, ABD’nin sinir cerrahisi alanındaki en saygın dergilerinden biri olan Neurosurgery’de 3 önemli çalışması yayınlanmıştı. Bu üç çalışma ABD’de tek bir ek bası haline getirilmiş ve her çalışmanın sonuna, bu alanlarda dünyadaki en büyük otoritelerinin yorumları eklenmiş. Bu yayınlar bile Kanpolat’ın önemli bir başarısıydı.
Ayrıca Dünya Beyin ve Sinir Cerrahisi bilimsel komitesinde olduğu için her yıl yapılan Dünya Kongrelerinde sadece ağrı cerrahisinde değil Beyin ve Sinir Cerrahisi’nin her bölümünde konu ile ilgili genç, çalışkan Türk Beyin Cerrahlarının konuşmacı olarak davet edilmelerini sağladı, ülkemizde tıbbın çağdaş seviyede olduğunu bütün dünyaya gösterdi…
“Türkiye’de iyi bilim yapılıyor”
Kanpolat Türkiye’de bilim konusunda hep iyimser ve teşvik edici davrandı.
“Biz adam olmayız demeyin, işin ucundan tutmayı öğrenmeliyiz, ey millet doktorlarınıza güvenin, kafanız yukarıda başınız dik olsun.. Gençlere örnek olmalı ve onlara da önemli işlere imza atabilecekleri güvenini vermeliyiz. Ülkemizde çok iyi şeyler de yapılıyor.. Keşke yurtdışında böyle bir ağrı tedavi merkezi açabilsek, orada ve burada böyle bir merkezi dünya çapında bir yer haline getirebilsek, asistanlar, bilim insanları öğrenmek için bizim merkeze gelseler.. Ben böyle gerçekleştirilebilir hayaller kuruyorum..”
Peki, takdir ediliyor mu bilimcilerimiz? “Çok iyi araştırmacılarımız, bilim insanlarımız var.. Üniversitelerimizde dekanların, rektörlerin bunlara sahip çıktıklarını söylemek çok kolay değil..”
Siyasi müdahaleye karşı
Henüz daha iktidar el koymadan önce Türkiye Bilimler Akademisi’nin Başkanıydı. Akademi’nin üye, seçim vb kriterleri RTE’nin siyasi kararıyla ve Kanun Hükmünde Kararname ile değiştirilmesi üzerine görevini teslim ederken, TÜBA’nın “eski” üyelerine hitaben yayınladığı bildiri ile Akademi üyeliğinden istifasını açıklamıştı:
“Akademik dünyanın tüm saygın ülkelerinde bilim akademisi üyeliği ve başkanlığı bilimsel liyakat temellidir. Bu kuruma üyeleri ve başkanı, sadece ve sadece Bilimler Akademisi’nin üyeleri seçer. Türkiye’deki uygulamayı doğru bulmuyorum. Bunun ne üretime, ne bilime, ne de ülkemize ve seçilenlere bir yararı olacağı kanısında değilim. Bu yanlışın mimarları bu uygulamayla ülkenin imajını tahrip ettiklerini görmelidir. Bu nedenle, böyle bir Bilimler Akademisi üyeliği olmadan da değerli kalınabileceğine inananlardanım…”
Bu görüş doğrultusunda TÜBA’dan istifa eden bilimciler, İstanbul merkezli Bilim Akademisi’ni kurdular.
Bu haftaki Herkese Bilim Teknoloji’de beyin cerrahı Türker Kılıç’ın önemli yazısı var. Sonraki hafta da yine aynı dergide başka bir yazı yayımlanacak.
Dünyadan adam gibi bir adam geçti. Beyefendi, paylaşımcı, destekleyici ve özverili.. Hepimizin başı sağolsun..
Orhan Bursalı