Bilim Akademisi Konferansları, 2022 Bahar serisinin üçüncüsünde konuşmacımız, Bilim Akademisi üyesi Prof. Dr. Deniz Kandiyoti.

Birleşmiş Milletlerin 1977’de aldığı kararıyla resmi olarak kutlanan 8 Mart Uluslararası Kadınlar Gününün son zamanlarda Türkiye’de engellenmeye çalışılan bir etkinlik haline gelmesi sizi şaşırtıyor mu? Feminizmin öznesi sayılan kadın’dan toplumsal cinsiyet kavramına nasıl geçildiğini biliyor musunuz? Slogan ve taleplerin zaman içinde niye değiştiğini hiç merak ettiniz mi? Nihayet, bir kitle hareketi olan cinsiyet eşitliği savunuculuğunun toplum bilimi ne şekilde etkilediğini ve  bu bilimleri nasıl dönüştürdüğünü hiç düşündünüz mü?

Bu soruların yanıtlarını bulmak için birbiriyle etkileşim halinde olan üç temel etmenin tarihçelerini mercek altına almamız gerekiyor. Bunlar kadın hareketlerinin özgün tarihçeleri, feminizmin akademiye yönelik epistemolojik/analitik meydan okuyuşları ve cinsiyet eşitliği standartlarının Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kurumların etkisiyle kurumsallaşmasıdır.  Toplumsal cinsiyete dönüşün uluslararası kurumlar ve özellikle akademide 1990’lı yıllardan beri farklılaşan yörüngelerini incelemek günümüzde yaygın olan toplumsal cinsiyet karşıtı akımların nasıl geliştiğini anlamaya yarayacaktır.