Bilim Akademisi Konferansları, 2022 Bahar serisinin ikincisinde konuşmacımız, Bilim Akademisi üyesi Prof. Dr. Reşat Kasaba.
İçinde bulunduğumuz dönemle yirminci yüzyılın başları arasında çok büyük benzerlikler var. On dokuzuncu yüzyılın sonundan başlayarak, ticaretin, sermaye dolaşımının, ve bilgi akışının kıtalararası dolaşımı o zamana kadar görülmemiş bir hızla artmış, ve bunun sonucunda muazzam servetler yaratılmıştı. Bu artan servet, bölgeler, gruplar, ve sınıflar arasında eşitsiz bir biçimde dağılmış ve bu da gittikçe keskinleşen çekişmelere ve çatışmalara yol açmıştı. Aynı zamanda, uluslararası düzeyde yeni yapılanmalar ortaya çıkıyor, Almanya, Japonya, ve ABD gibi devletler gücünü ve etkisini kaybeden İngiltere’nin yerini almaya çalışıyorlardı. Yirminci yüzyılda dünya bu belirsizlik döneminden ancak bir dizi devrim ve karşı devrim, iki büyük savaş, bir büyük ekonomik kriz, ve büyük bir grip salgını geçirdikten sonra çıkabildi. İçerikleri değişik olsa da yukardaki süreçlerin her birine günümüzden örnekler vermek mümkün. Öyleyse biz de şimdi krizler ve savaşlarla dolu bir gelecekle mi karşı karşıyayız ? Yüzyıl öncesine bakarak içinde bulunduğumuz koşulları daha iyi anlayabilir miyiz? Ve en önemlisi de dünyanın 1914-1945 arasında yaşadığı yıkıma benzer bir felakete yönlenmesini önleyebilir miyiz?